“Hadi balığa çıkalım!” (Tamam, ama hangi teknikle?)

“Hadi balığa çıkalım!” (Tamam, ama hangi teknikle?)

Geçen sayıda tekne balıkçılığının temellerini anlatmış, başarılı bir balıkçılık deneyimi için sahip olmamız gereken bilgileri, meziyetleri ve alet edevat setini listelemiştik. Şimdi geldik işin asıl ustalık isteyen kısmına, yani av tekniklerine. İşte, ülkemizde tekne balıkçılığında en çok tercih edilen av teknikleri.

Timur Mert Işık, Demre Marina Teknik Hizmetleri Yöneticisi

Canlı Yem Avcılığı: Bu yöntem, balığın doğal avını kullanarak avlanma prensibine dayanır. Örneğin, akya hedefli avlarda, yazılı orkinos ve tral balıkları en verimli canlı yemlerdir. Sinarit, trança ve lahos gibi avlarda ise canlı kalamar, sübye ve ahtapot gibi yumuşakçalar en doğru seçim olacaktır. Canlı yem genellikle av sahasından (meradan) yakalanır ve balığın doğal besin kaynağına benzeyen canlı bir hedef oluşturur.

Balıklar besin kaynaklarını ararken genellikle belirli derinliklerde veya sığ sularda dolaşırlar. Bu nedenle canlı yemle avcılık tekniğinde, balığın bulunduğu derinlik ve avlanılan alan önemlidir. Deniz haritaları ve balık bulucular, uygun avlanma alanlarını belirlemede yardımcı olabilir.

Bu av tekniğinin asıl püf noktası, yemi mümkün olduğunca uzun süre canlı tutmaktır. Sabah çok erken saatte yakalanan canlı yemi doğru meraya ulaşana kadar canlı tutmak için teknedeki livarlar en doğru ekipmanlardır. Bir diğer husus da özellikle derin sulara indirilecek canlı yemlerin mümkün olduğunca yavaş indirilmesidir. Bu sayede yem, istenilen derinliğe indirilirken, basınç değişiminden daha yavaş etkilenir ve daha uzun süre aktif kalır.

 

 

Jigging Yöntemi: Ülkemizde yaygın olarak kullanılan jigging, özel olarak tasarlanmış metal veya silikon yemlerle (jig) yapılır. Amaç, bilinen metotlarla avlanamayan dip balıklarını suni yemlerle kandırarak yakalamaktır. Bu teknik tekne avlarında “vertical jigging (dikey jigging)” olarak da adlandırılır.

Jig, genellikle kurşun veya tungsten gibi ağırlıklar içeren, renkli ve parlak malzemeden yapılmış yapay bir yem türüdür. Bu yemler, su altında dalgalanan ve parlayan bir hareket yanılsaması yaratırlar.

Jigging’in de farklı stilleri vardır. Bu stiller, yo-yo jigging (yukarı-aşağı dalgalanma), butterfly jigging (kelebek jigging) ve slow-pitch jigging olarak bilinir. Her stil, farklı bir balık türünde ve farklı su koşullarında etkilidir.

Jigging için doğru ağırlığı seçmek çok önemlidir. Jigin ağırlığı da balıkların bulunduğu derinliğe ve hedeflenen balık türüne göre değişir. Renk seçimi de çevresel faktörlere ve balık tercihlerine bağlıdır. Örneğin, hafif takımlar kullanıldığında (10-50 gram aralığında jigler) hedef balıklar uskumru, kolyoz, palamut, yazılı orkinos, tral gibi görece daha küçük balıklar olur. Fakat akıntılı sularda (100-150 metrelerde) bu yöntem uygulanırken, daha ağır takımlar ve 200-300 gram ağırlığında jigler tercih edilmelidir.

 

 

Sırtı Yöntemi: Sırtı, hareket halindeki bir teknenin arkasından “sahte yem” çekilerek yapılan balık avcılığıdır. Genel olarak kıyıya paralel olarak gezilen kıyı şeritlerinde etkili olan bir tekniktir. Rapala adı verilen maket balıklar veya benzer sahte yemler kullanılarak uygulanır. Bu teknik uygulanırken teknenin sürekli hareket halinde olması gezen balık sürülerine denk gelme ihtimalini artırır. Ülkemiz sularında bu yöntem kullanılarak avcılığı hedeflenen en önemli balık türleri lüfer, palamut ve yazılı orkinostur.

Yüzeyde sırtı avcılığı yaparken, ortalama tekne hızı 2 ile 4 deniz mili arasında değişir. Tekne hızını belirleyen en temel etken hedef balığın ulaştığı hızdır. Seyir hızımız palamut ve yazılı orkinos gibi denizlerimizdeki en hızlı balık türleri söz konusu olduğunda görece yüksek olacaktır.

Tekne balıkçılığının püf noktalarıyla ilgili yazı dizimizi bitirirken, çok önemli bir konuya değinmeden geçmeyelim. Balıkçılık keyfini sürdürülebilir kılmak, bu eşsiz deneyimi gelecek nesillere miras bırakabilmek için her zaman çevre duyarlılığıyla hareket edelim. Sürdürülebilir avcılık bilinciyle, deniz ekosistemini koruma motivasyonuyla limit ve yasaklara uyalım. Çevresel sürdürülebilirlik ve balık popülasyonlarının korunması için denizlerimize sahip çıkmak hepimizin görevi olduğu kadar keyfi de olsun.

O zaman… Haydi rastgele!

Fotoğraflar: Vidar Nordli Matihsen, Taylor Daugherty, Paulo Mateus Oliveira Guerra (Unsplash)