Türkiye’de 60’lı yılların ortalarında yabancı teknelerin gelişiyle başlayan yat turizmi kısa zamanda pek çok önemli gelişmenin yanı sıra marinacılığın başlamasına da vesile olmuştu. Türkiye’nin ilk marinası olmak üzere yola çıkan Kuşadası yaşanan kimi aksaklıklar nedeniyle bu etkileyici unvanı Çeşme’ye kaptıracak ama öncü kimliğini korumayı başaracaktı.
Türkiye’nin ilk Turizm Enformasyon Ofisi’ne ev sahipliği yapan Kuşadası, gelişme planları Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan, yatırımları ise Türkiye Turizm Bankası’na bağlı TURBAN işletmesince üstlenilen “büyük marinalaşma hamlesi”nin de ilk halkasıdır. Bu özel hikâye, İzmir Karşıyaka Yelken Kulübü tesislerinin genişletilerek marinaya çevrilmesi amacıyla Turizm fonundan ayrılan 20 milyon TL’lik tahsisatın, Aydın milletvekillerinin çabaları sonucu marina yapımı için Kuşadası’na kaydırılmasıyla başlar.

Kuşadası marina için ilk çalışmalar Bayındırlık Bakanlığı bünyesindeki DLH İzmir Bölge Müdürlüğü’nce gerçekleştirilir ve önce deniz incelemeleri yapılır. Marinanın yeri için Güvercin Ada ile Yılancı Burnu arasındaki koy düşünülse de yapılan iskandillerin sonucunda, mendireğin, deniz derinliği ve sahilde istimlak gerekmesi nedeniyle tarihi Kısmet Oteli’nin yer aldığı Akyar Burnu’nun güneyindeki banko üzerine oturtulmasının daha az maliyetli olacağı sonucuna varılır. Böylece marinanın yeri netleşir.
Ardından dünyada yapılan marinalar incelenir. Japonya’daki, Tokyo Olimpiyat Marinası’nın planları temin edilir. Bu projeye, küçük tekneler için bir slipway rampası eklenerek planlama aşaması tamamlanır. STFA İnşaat firması 1968 ortasında ana yüklenici olarak marinanın inşaatına başladığında Kuşadası’nın nüfusu sadece 5 bin kişidir.
İnşaat büyük bir hızla ilerler. İki yıl içinde kıyı dolgusu dâhil mendirek inşaatı bitirilir, iç rıhtım blokları döşenir ve T iskele tamamlanır. Taşocağından artan küçük taşlar marinadan küçük adaya kadar olan bugünkü sahil yolunun dolgusunda değerlendirilir. Bu esnada 6 taşıyıcı ile günde 4000 ton taş taşınır, toplam 750.000 ton taş kullanılır. Bu amaçla 114 ton dinamitle 16 atım yapılır. Bütün ilerlemelere rağmen, ödenek yetersizliğinden, STFA 24 milyon TL hak edişle, liman dolgusunu tamamlayarak projeden ayrılır.
Yaklaşık iki yıllık bekleyişin ardından Sözer Biraderler firması 1973 yılında kalan betonları ve üstyapıları tamamlamak üzere işbaşı yapar.
Sonunda, takvim yaprakları 1977 yılını gösterirken, Kuşadası marina, Çeşme ve Bodrum’un ardından Türkiye’nin üçüncü marinası olarak resmen hizmete girer. Uzak yol kaptanı Şahap Karaca marinanın ilk müdürü olur.
Kuşadası marina açıldığında bir küçük hizmet binası ve 3-4 personelden ibarettir. Marinadaki tekne sayısı 50 kadardır. 1982 senesinde, üstyapıların ve atölye binalarının tamamlanmasıyla Türkiye’nin ilk marina travel lifti Kuşadası marinada hizmete alınır. İlk lift operatörü göreve, ilk atölyeler faaliyete başlar.
1997 yılında da Setur Marinalar zincirine dahil olan Kuşadası zaman içinde yapılan yenilemelerle, ağırlıkla yabancı bayraklı yatların kışladığı, korunaklı ve tam teşekküllü bir yat limanı haline gelir. Ege Denizi’ndeki merkezi konumu, 100 m’ye kadar mega yatların bağlanabildiği liman sahası, 450 yatlık bağlama kapasitesi, 150 tekneye hizmet verebilen çekek sahası, sosyal tesisleri ve Efes antik kentine yakınlığıyla bölgenin en önemli marinalarından birisi olmuştur. Marina bugün aynı zamanda Kuşadası kent merkezindeki en işlek yaşam alanını bünyesinde barındırmaktadır. Mağazaların, kafe ve restoranların yer aldığı modern çarşı kompleksi paralelinde yenilenen Setur Kuşadası Marina, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli bir deniz turizmi tesisidir.

Setur Kuşadası Marina 1960’lı yıllardan gelen güçlü yelkencilik geleneğini de sahiplenerek, açıldığı günden beri, Türkiye’de denizciliğe ve marinacılığa öncülük etmeyi sürdürmüştür. 22 Turban ve 6 Setur Marina müdürü gören Kuşadası marinadan yetişen marinacılar bugün Türkiye’nin birçok marinasında üst düzey pozisyonlarda görev yapmaktadır.