Tarihe geçen denizci köpekler

Köpekler sadece en yakın dostlarımız olmakla kalmadılar, tarihin akışına damga vurmayı da başardılar. Bazıları uzaya çıktı, bazıları tıbba hizmet etti. Bazıları da denizleri fethetti!

 

Napolyon’un hayatını kurtaran köpek

Köpeklerden hiç hazzetmeyen, Josephine’in Fortune’undan çok çeken Napolyon’un hayatını denizci bir köpeğe borçlu olması dikkate değer bir hikâyedir. İtalya’nın Elbe Adası’nda sürgünde olan Napolyon bir kaçış planı yapar. Küçük bir sandalla Inconstant isimli Fransız gemisine kaçacak oradan anavatanına dönecek, tahtını geri alacaktır. Fırtınalı bir gecede bir sandalla adadan ayrılır. Fakat yolun ortasında heyecana kapılıp ayağa kalkar, kendini bir anda suda bulur. O telaşta hiç kimse Napolyon’un suya düştüğünü fark etmez; sandaldaki siyah-beyaz Newfoundland cinsi köpek hariç! Adını bilmediğimiz bu köpek hemen suya atlar ve gidip boğulmanın eşiğindeki Napolyon’u yakalar. Teknedekiler durumu fark edip geri dönene kadar kralı su üstünde tutmayı başarır. Zira Napolyon yüzme bilmemektedir. Böylece, boğulmaktan kurtulan Napolyon tacını geri alır. Fakat sadece birkaç ay sonra, Waterloo’da her şeyini kaybedene kadar.

 

 

Norveçli halk kahramanı: Bamse

2. Dünya Savaşı’nda Norveç’te, Thorudd adlı 18 mürettebatlı mayın tarama gemisinin maskotu olan Saint Bernard cinsi Bamse devasa bir köpekti. Zaten adı Norveçcede “sevimli ayı” anlamına geliyor. O kadar güçlüydü ki, bir kavgada bıçak çeken tayfayı yere devirip etkisiz hale getirmişliği, o esnada denize düşen bir başkasını de suya atlayıp güverteye çekmişliği var. Savaş dönemlerinde geminin top kulesinden ayrılmayan Bamse diğer askerler gibi kaskla gezerdi. Karadayken ise boynundaki pasoyla otobüse biner, şehre iner ve sarhoş denizcileri tek tek bulup evlerine kadar eşlik ederdi. Böylece bir milli kahramana dönüşen Bamse her sene Anayasa Günü’ndeki resmi törenlerde boy gösterdi. Ani ölümü o kadar büyük bir üzüntüye sebep oldu ki cenazesine 800 çocuk eşlik etti. Yıllar sonra Montrose’da heykeli dikildi.

 

Bütün tayfayı boğulmaktan kurtaran Tang

Newfoundland cinsi köpekler ağ şeklindeki parmakları ve su geçirmez kürkleriyle her zaman çok iyi birer yüzücü ve iyi birer cankurtaran oldular, binlerce hayat kurtardılar. 1900-1919 yılları arasında Kuzey Atlantik’te erzak gemisi olarak çalışan SS Ethie’nin Tang isimli köpeği de bunlardan biriydi. Tek farkla! Bir fırtınada kayalıklara çarpıp batan gemideki 92 mürettebatın tamamının kurtulmasını sağlamıştı. O dakikalarda tayfanın kurtulmak için tek şansı, 805 metre uzunluğundaki halatı Kuzey’in buz gibi sularından yüzerek kıyıya bağlamaktı. Bunu yapabilecek tek kişi vardı, o da Tang. Zaten o buna çoktan hazırdı. Hemen karanlık sulara atladı ve ağzında tuttuğu halatı kıyıda bekleyenlere ulaştırdı. Gemi batarken denizciler halata tutunarak sırayla kıyıya ulaştılar. Tang’in hikâyesi o kadar ses getirdi ki, neredeyse milli kahraman olarak ilan edildi. Lloyds of London adlı sigorta şirketi de durumdan istifade ederek Tang’i bir madalyayla ödüllendirdi.

 

 

2. Dünya Savaşı’nın cesaret sembolü Judy

2. Dünya Savaşı’nda İngiliz gemisi HMS Grasshopper’ın mürettebatı arasında Judy isimli İngiliz puanteri bir köpek de vardı. Judy yaklaşan uçakları çok önceden tespit eder ve mürettebatı uyarırdı. 14 Şubat 1942’de, bir Japon denizaltısı tarafından batırılan geminin mürettebatı Judy’ye o kadar düşkündü ki onu yanlarından ayırmadılar. Judy uzun kaçış yolculuğunda Doğu Hint Adaları’nda temiz su kaynağı bularak ekibin hayatını kurtardı. Fakat sonunda esir düştüler. Mürettebat Judy’nin esir statüsüne alınması için Japonlara ısrar ettiler. Sonunda POW81A seri numarasıyla esir kampına katılan Judy savaşta esir statüsü alan tek köpek oldu ve kendini gemi mürettebatını korumaya adadı. Kamplarda gardiyanlara havladı, düşmanı yaklaştırmadı. Yılanlara ve diğer sürüngenlere karşı mürettebatı uyardı. Bununla da yetinmedi, açlık çeken denizcilere yiyecek taşıdı. Pek çok kez kamp değiştirdiler. Bir seferinde Harugiku Maru adlı transfer gemisi batınca pek çok kişiyi boğulmaktan kurtardı. Bir gün vuruldu, ortadan kayboldu sonra sağ salim geri döndü. Savaş boyunca esirlere moral kaynağı oldu. Bunu o kadar iyi yaptı ki, savaştan sonra törenle Dickin madalyasıyla ödüllendirildi.