Setur Marinas Çeşme’nin ilk yüzlerinden biri: Cemal Kaptan

Setur Marinas Çeşme’nin kuruluş zamanlarına denk gelen isimlerden Cemal Kaptan anlattıklarıyla bizi yıllar öncesine götürüyor.

Sina Sunay, Setur Marinas Çeşme Ön Büro Temsilcisi

 

Çeşme’nin en eski kaptanlarından Cemal Kaptan, Altın Yunus’un ve Setur Marinas Çeşme’nin ilk günlerini yaşamış birisi. Marina onun için sadece bir iş yeri değil, o kadar ki, bir türlü kopamamış oradan.

Cemal Kaptan, Çeşme’nin yerlisi, hayatını Çeşme’ye ve denize adamış. Çocukluğundan beri oradan olduğundan, denizle büyüdüğünden, denizde var olduğundan, Çeşme’nin rüzgârını da dalgasını da herkesten iyi biliyor. 1982 yılında yani daha 17 yaşında bir tirhandilde çalışmaya başlıyor. Ardından bir gulete kaptanlık yapıyor. Günleri o zamanlar Altın Yunus marina olarak bilinen Setur Çeşme marinanın ve otelin etrafında geçiyor. Nitekim her köşede bir anısı var.

 

 

Kaptanlık yaptığı dönemde Çeşme’ye turistlerin büyük ilgisini unutamıyor. Otelin yoğun zamanlarında marinanın da bu yoğunluktan nasibini aldığını ve epey hareketli günler geçirdiğini söylüyor. Fakat şimdi yaz aylarında kısa sezonda daha bile kalabalık olduğunun altını çizmeyi ihmal etmiyor.

Anılarında en çok da Çeşme’nin rüzgârları esiyor. Akşama doğru kuvvetini artıran rüzgârlarda hep teknesinin başında dururmuş. Usta bir kaptan olarak Çeşme’nin rüzgârlarına alışkın elbette ama yine de kontrollerini yapıp teknesini göz altında tutmadan edemezmiş.

Cemal Kaptan’ın marinadaki favori köşeleri yer yeşil mendirek ve marina kafe. Yeşil mendirek eskiden teknesinin bağlı olduğu yere denk geliyor. Oradan geçerken sanki eski günlerin arasından geçiyor. Kafe ise onun için salt keyif yeri. Akşamları kafede genç kaptanlara eski kaptanlık anılarını anlatmadan edemiyor. Zira ahşap teknelerin kokusu her zaman geçmişi geri getirmeyi biliyor.

 

 

Deniz onun için sadece bir meslek değil hayatın ta kendisi. Marinanın eski hali mi şu anki hali mi diye sorulunca şimdiki halini daha çok beğendiğini saklamıyor. Özellikle yaz döneminde kalabalık artınca ve insanlar keyifle marinayı doldurunca zihninde zamanın geçişi duruyor, bugün dünle buluşuyor.

Cemal Kaptan şimdilerde emekliliğin ve sakin bir hayatının tadını çıkarıyor olsa da marinayı görmeden yapamıyor. En çok da akşamları en sevdiği köşeye kurulup güneşi batırmadan edemiyor.