Pandemiyle birlikte iyiden iyiye popülerleşen yat-evler (dockominium) kullanıcısına kıyıda kalıp da denizin üstünde bir hayat kurma şansı sunuyor.
Kim bilir belki de denize çok düşkünsünüz ama tekne kullanmaya o kadar da hevesli değilsiniz… Hatta o kadar düşkünsünüz ki, denize bakan bir ev size yetmiyor, bizzat suyun üstünde olmak istiyorsunuz… O zaman sizin için ideal çözüm bir yat-eve sahip olmak.
Bir yat-eve sahip olmanın temelde ortak tekne sahibi olmaktan pek de bir farkı yok. Henüz ülkemizde örneklerini görmüş olmasak da yat-evler site mantığında çoğunlukla marinalara ya da marina benzeri alanlara kuruluyor. Siz evi kiralıyorsunuz yani kullanım hakkını alıyorsunuz. Her türlü hizmeti de belli bir aidat karşılığında o site yönetiminden sağlıyorsunuz. Böylece üzerinize çok da sorumluluk almadan deniz üstünde yaşamanın keyfini çıkarıyorsunuz. Zaten amaç biraz da bu değil mi?
Su üstünde ev konforu sunan yat-evler her geçen gün popülerleşiyor. Belki evler bir yere gitmiyor ama bir teknenin sınırlı mekanının kısıtlamalarını da içermiyor. Hatta eğer uygun yeri bulabilirseniz, su üstünde bir malikâneye bile yerleşebilirsiniz.
Yat-evlerin bir başka artısı çoğunlukla tekne bağlama imkanını beraberinde sunması. Hatta büyüklüğüne göre teknenizi yat-evin korunaklı sahanlığına çekmeniz ve tam korumaya almanız bile mümkün.
Ülkemizde mevzuatlar ve teknik nedenlerle yat-ev sahibi olmak henüz mümkün olmasa da bu konuya kafa yoranlar hiç de az değil. Hatta bu konuda yazılmış bir tez bile var. Bize kalırsa şehrin kaosundan bunalanlar bu yazıdan sonra bir yat-ev sahibi olmayı düşünebilirler. En azından düşlemeye başlayabilirler.
Fotoğraflar: Unsplash (Rhamely)